Türk Sporunun Sorunu Türk Hakemleri mi?
Son 15 gündür Özellikle Futbol da Türk hakemleri verdikleri karar ile herkese göre yanlış yönetilen maçlar dan dolayı büyük tepkisi var. Bu tepkiler düdük astırmaya kadar gitmektedir. Şimdi böylesine büyük ekonomisi olan sektörlerde kulüplerin yatırımları, sponsorları, camiaları ve kulüpler ciddi zararlar almaktadır. Zararlar her ne kadar maddi boyutta gözükse de kitleleri birbirine düşürmekte ve toplumda kin ve nefreti körüklemektedir. Federasyonun bunların önüne geçmesi gerekirken yaptırımları kurumlara ya da kişilere göre farklı uygulayarak taraflı olduğunu hissini verdiği içinde kriz daha da büyümektedir. Burada federasyonun herkese eşit, adil, şeffaf ve tarafsız olarak davranıp hem ceza hem kural bakımından ortak noktada buluşması elzemdir. Bu anlamda MHK de ciddi anlamda görevlendirilmeli ve sorumluluk verilmeli aksi halde görevden afları istenmesi elzemdir. Bu işin içerisine siyaset de bulaştığı için mega ekonomi endüstrisi de olduğu için bu sorun uzun yıllar çözülemez gibi duruyor.
Peki Futbol federasyonun kurum ve kurulları bu kadar kötü iken bu durum Satranç federasyonunda nasıl inceleyelim biraz.
Yeni dönem de Türkiye satranç federasyonu Fethi Apaydın başkanlığında göreve geçer geçmez önemli kurullarını da açıklamaya başladı.
Önemli Kurullarda işlerini doğru yapacak doğru kişilerin olması ve liyakat önemli olması beklendiği için hem kendisine yakın seçim sürecinde yanında olan kişileri, hem oylarını aldığı kulüplere verdiği sözleri de yerine getirmek için onların da sistemin içinde olduğu karma kurulları oluşturması göze çarptı.
Kurullarda işini laiki ile yapacak çok önemli kişiler de vardı, doğru kararlardı, söz verildiği için kurulda olan ama daha önce hiç tecrübesi ya da görevi olmayanların da olması biraz kafaları karıştırsa da orta yol bulunmuştu en azından herkesi gönlü yapılmıştı.
MHK ve Teknik kurul bu federasyonun en büyük iki kurulu ve titizlik ile seçilmesi gereken bu kurullar, çocukların gelişimini ve daha iyi şartlarda turnuvalarda yarışmasına sebep olacağı için çok kritik rol üstlenmektedir. Bir kere kurul başkanları ve üyelerin bu iki kurulda çok yetkili bilgili ve etkin olması şarttır. Baktığımız da iki kurul başkanı da hakikaten konusunda işin en iyilerinden olan kişiler olması doğru karar ve olması gerekendi. MHK başında IA Bilal Bingölbali, Teknik Kurulun başında IA Melih Çiçek isimlerini kimse yadırgamadı. Çünkü iki hakemimizde kendi rüştü ispatlamış teknik konuda Türkiye’nin en iyileri arasındaki hakem arkadaşlar. Bu anlamda kendilerine bu zor süreç de başarılar dilerim.
MHK ve Teknik kurullardaki ekiplerinde başkanlar kadar herkesin onaylayabileceği teknik bilgisi ve kapasitesi yüksek kişilerden oluşması beklenirken, MHK de bazı arkadaşların yüksek egolu, Teknik kurulda ise kendi ilinde kaos çıkartmış, 4.5 yılda 10 hakem ile sadece çalışıp sadece onlara görev vermiş, kulüpler ve hakemler arasında kaos ve ötekileştirmenin öncüsü birinin terfi almış gibi kurula getirilmesi kafalarda soru işareti ile birlikte oy için bile olsa bu kişilerin doğru kişiler olup olmadığı konusunda şüpheleri doğurmuştur. Bu kurullar kişilerden ve kuruluşlardan bağımsız şeffaf, adil ve çıkar ilişkisinde olmayan bir yapı şeklinde tasarlanması daha doğru olabilirdi. Federasyonumuzun bu kadar güçlü yönetim kurulu ile tüm camianın tam güven oyu ile başa gelmişken beklentiler en üst düzeydeyken buradan gol yememesi en büyük temennimiz.
Teknik Kurul neden hakemlerden oluşur?
Bu soruyu birçok kulüp arkadaşımız ile de konuşuyoruz. Teknik kurul adı üzerinde, teknik tüm sorunları çözen bir kurul. Elbette ki hakem arkadaşlar da içinde olmalı ki kurallara hakimiyet sağlanması için kurallara hâkim olunması gerek bu konuda da üst düzey hakemlerin olması çok doğal. Peki Tüm kurul hakemlerden mi oluşmalı? Bence hayır. Bu kurul içinde çok iyi organizatörler ve spor yöneticilerinden oluşan kişilerinde olması gerekir ki, turnuvalarda sporcuların yaşadığı sorunların, yönergelerdeki teknik sorunları da dile getirebilen kişilerinde olması gerekir. İletişim çok önemli bu anlamda teknik kurulunda bu iletişimi en üst seviyeye çekmesi beklenmektedir. Geçmiş dönemde Elo kriteri ile çocukların 2 senesi yabana gitmiş, turnuvalardaki yönergelerdeki kategori yanlışlıkları ile bazı yaş grupları heder olmuşken bu tarz konularında ayrıca iyileştirilmesi gerekir.
Federasyon Başkanımız Fethi Apaydın ve Başkan Vekilimiz Ömer Asım Ötegen ile seçim sürecinde yaptığımız görüşmede, Göreve geldikleri ilk günden itibaren tüm ülkede liyakati, adaleti ve şeffaflığı ve kafalarda soru işareti doğuracak kimselere asla tahammül gösterilmeyeceği konusunda söz aldık ve kendilerine tam desteğimizi ilettik.
Bundan sonraki süreç nasıl ilerleyecek yaşayarak göreceğiz. Şu an il temsilcilerinin belirleneceği bir süreç var doğal olarak, burada illerdeki sorunları çözecek, liyakat içinde sporcuları, antrenörleri ve kulüpleri ötekileştirmeyen sporcuların spordan uzaklaşmayacağı düzeni sağlayacak, bu işe gönül vermiş kişiler ile güçlü yapı ve güçlü ekip anlayışı ile devam eden bir süreç olur.
Yeni göreve başlayan kurullarımıza bu vesile ile başarılar dileriz.
Keyifli okumalar dileriz.
Güzel tespitler harika bir yazı olmuş kaleminize sağlık